Aslında VAKIF’ın anlamını idrak edenler, toplumsal hayatta Vakıfların rolünü az çok kestirebilenler, bu tür faaliyetlerin fotoğraflanmasında bir beis görmeyip, en basit anlamıyla yardım faaliyetlerinin teşvik edilip, daha geniş kitlelere yayılıp, toplumsal birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışmayı artırmak amaçlı olabileceği sonucuna ulaşabilir. Zira devletlerin güçleri bünyelerinde barındırdıkları birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma gibi manevi değerlerle doğru orantılıdır. Yani birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma duyguları zedelenmiş, bunları kaybetmiş toplumlar dışarıdan toplumlarına yönelecek en ufak bir olumsuz tesiri çok daha şiddetli şekilde bünyelerinde hissedip, sendeleyecek ve hatta yıkılabileceklerdir… Tarih sahnesi bu tür toplumsal dayanışmalarını bir müddet sonra yitirince, bu sahneden silinmiş bir çok devletle doludur. Öyleyse devletleri devlet yapan, onları ayakta tutan, gücüne güç katan en önemli kurumların başında gelir VAKIFLAR…
Bunun öneminin bilincinde olan başta Peygamber Efendimiz SAV. olmak üzere, ecdadımız, kurdukları devletlerde en az kılıç ve kalem ehline verdikleri önem kadar toplumsal dayanışmanın yapı taşı Vakıflara da önem verip, kurulan her yeni devlet otoritesinin sağlanmasının ardından ilk iş derhal Vakıfları organize edip, yaşatma gayreti içersine girmişlerdir. Çok gerilere gitmeden ecdadımızın son eserlerinden Osmanlı Devletinin kuruluş aşamalarını incelediğimizde Yunus Emre’lerin, Mevlana’ların, Hacı Bektaş-ı Veli’lerin, Ahi Evran’ların (vs.) hep bu misyona soyunduklarını, buna çok önem verdiklerini görürüz. Ki o sebepten 650 yıl gibi tarihin en uzun soluklu devleti ünvanını hediye etmiştir ecdadımız bizlere…
Yani devletler Vakıfları yaşatabildikleri ve geniş kitlelere yayabildikleri ölçüde de kendilerini güçlü ve ömürlü kılmışlardır… Bu bağlamda vakıflara önem verip, kurmaktan belki daha da önemli bir husus, onu yaşatabilmek adına daha geniş kitlelere yaymak, faaliyetlerinden ses getirmenin de gerekliliğidir.
Peki bu nasıl olacak?
En başta bu faaliyetlere kapı açacak hayır sahiplerini faaliyetlerimizden haberdar etmeliyiz ki, Arz’ımızı oluşturabilelim…
Sonrasında bu faaliyetlerde gönüllü olarak görev alabilecek, hayır sahipleri ile ihtiyaç sahipleri arasındaki manevi köprülerimiz “GÖNÜLLÜ ÇALIŞANLARIMIZ”ın sayılarını, faaliyetlerin manevi lezzetini tattırarak artırmamız, hatta gençlerimizi Ecdatlarının toplumsal-sosyal dayanışmaya kazandırdığı en büyük kavram olan Vakıf Faaliyetlerinden haberdar edip, onları da bu eşsiz haz dünyasının içine çekip kazanmamız da lazım…
Son olarak da; ihtiyaç sahiplerimiz, bizlerin bu eşsiz hizmette bulunabilmemize, bu tadı, hazzı yaşamamıza vesile olan, Talep edenlerimiz… Onları da faaliyetlerimizden haberdar edebilmeliyiz ki, aşvurularını alıp, sıkıntılarını en kısa zamanda, en uygun şekilde çözebilelim…
Tüm bunların hakkıyla yapılabilmesi için Faaliyetlerin fotoğraflanması, günümüzün toplumsal yayın organları olan, Tv kanalları, Radyolar, Web Siteleri, Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım sayfalarında paylaşılmasını kaçınılmazlaştırıyor…
Yoksa bu fotoğrafları paylaşmamızdaki amacımız tabiki gösteriş değildir. Zaten çıkar amacı gütmeyen kuruluşlarımızdan olan tüm vakıflarımızın olduğu gibi, bizim gibi Kurucusu olduğu ve Onursal Başkanlık görevini sürdürdüğü Düşünür Yazar Sayın Abdüsselam SEMRE Beyfendi‘nin ibretlerle dolu, 80 yıllık hayatına nakış gibi işlediği öğretileriyle yoğrulmuş olan tüm vakıf çalışanlarımızın da böyle bir niyeti ve amacı kesinlikle düşünülemez…
Bu bağlamda bu fotoğrafları buradan yayınlanmasındaki amaçlardan biri de, tüm Vakıfların Tüzüklerinde olduğu gibi, vakfımız tüzüğü de incelendiğinde; “…GELİR KAYNAKLARI VE İMKANLARI ÖLÇÜSÜNDE…” ibaresi yer almaktadır.. Takdir edersiniz ki, vakıfların gelir kaynakları ve imkanları kendilerine yardımlarda bulunan duyarlı, hayırsever vatandaşlarımızın bağışlarından oluşmaktadır. Bu tür duyarlı vatandaşlarımızı, insanlık yararına faaliyetlerimizden haberdar ederek, daha çok hayırseverin vakfımıza yapacakları hayırları kanalize ederek belki bir tane daha fazla solgun yüzü okşayabilmek, yaptıkları yardımların yerlerine ulaşıp ulaşmadığı konularındaki, onların kafalarındaki olası soru işaretlerine mahal vermemek, T.C. BAŞBAKANLIK, VAKIFLAR MÜDÜRLÜĞÜMÜZÜN YASAL BİR SORUMLULUK OLARAK BELİRTTİĞİ; VAKIFLARIN FAALİYETLERİNİ WEB SİTE VE SOSYAL PAYLAŞIM AĞLARINDA DA TAKİPÇİLERİ VE KAMUOYU İLE PAYLAŞILMASI gibi çoğaltılabilecek bir çok anlamlı sebep sıralayabiliriz.
Ancak inanın bunların içersinde hiç bir zaman GÖSTERİŞ YAPMAK gibi bir amaç olmamıştır. Allah Rızası, düşküne el uzatma gibi ulvi amaçlar güden ve hiç bir maddi çıkar beklentisi gözetmeyip, gönüllülük esasıyla görevlerini icra eden vakıf çalışanlarının ulvi hizmet amaçlarıyla da bağdaştırılamaz bu durum. Keza toplumsal hiyerarşide “FAKİRİN, ZENGİNDEKİ HAKKI” kavramına inanlar olarak, sadece “HAKLARINI ALMALARINA VESİLE OLUYORUZ…
Fotoğrafları yayınlama amaçlarımız konusunda oluşabilecek en sığ düşüncenin GÖSTERİŞ olabileceği konusunda kafanızdaki soru işaretlerini kaldırabildiğimiz umuduyla iyi günler dileriz.
EMREM VAKFI YÖNETİM KURULU